18.12.2023 14:12
Akademik Teşvik Caydırıcılığı
Türkiye'de 2014 yılında kanunlaşan ve 2016 yılından beri uygulanan 27/6/2018 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğini baştan sona tekrar tekrar okuyunca öğretmenliğe başladığım yıllarda KDV iadesi için fiş topladığım günler aklıma geldi. Kısacası en az 30 yıl geriye gitti kafam.
Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğini okuyup anlamaya çalışan aklı başında birisini kafasında oluşan sorular burada geçen teşvik kelimesinin aslında caydırma hükmü taşıdığını hemen kavrar. Burada yer alan tabloda oluşturulan bölümler ve bölümlere tahsis edilen puanlar aslında akademik başarı veya performansın ne kadar sayısallaştığını anlatır. Bu basit bir problem değildir aslında. Sayısallaşmış bir başarı veya performans sayılara bağlı bir sıralamayı de getirmektedir. Sayıların ve bu sayıların toplamlarının anlamlılığı bizim eğitim sistemimizin temel sorunu olan nitelik eksikliği veya yokluğunun üzerini bilerek veya bilmeden örtmek anlamına gelmektedir. Aşağıdaki sözler bu durumu açıkça ifade etmektedir.
İstatistik mini eteğe benzer; çok şey gösterir ama asıl görünmesi gerekeni asla göstermez. (Alex Ferguson)
İstatistik bikiniye benzer. Ortaya çıkardığı şeyler müstehcen, gizledikleri ise hayatidir. (Aaron Levenstein)
Nicel yaklaşımla yapılan açıklamaların arkasında nitelik örtmek yanında bu nicel durumdan ticari gelir elde etme düşüncesi de yatmaktadır. Üniversitelerin uluslararası sıralama yapan şirketler tarafından sıralanması aslında bir sorun olarak durmaktadır. Bu sıralamaların felsefesinin ne olduğu ve hangi kriterlere ve önceliklere göre sıralandığına bakılmaksızın yayımlanan sonuçlara göre üniversiteler kendilerini göstermeye çalışmaktadır. Bu durumda şu sorular ortaya çıkmaktadır:
- Kendi sorunlarını bile çözememiş, çalışanlarının maaş veya ücret hesaplamalarında kullanılan temel yazılımları bile kendisi üretemeyen ve dışarıdan satın alan, bulunduğu lokasyonda bir sorun olarak görünen çevre problemlerine yönelik çözüm üretemeyen, toplumsal ve ekonomik problemlerin çözümüne katkıda bulunamayan bir üniversitenin uluslararası sıralamalarda üst sıralarda görünmesi ne kadar anlamlıdır?
- Uluslararası dergilerde yapılan yayın sayısına göre yapılan sıralamalar ve yayın yapan akademisyenlerin bu sıralamada yer alması bu dergilerin veya yayınların niteliği göz ardı etmesi durumunda ne kadar geçerli olacaktır?
- Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde en yüksek puan olan 100 puana ulaşan bir akademisyenin nitelik durumu ile puanı denk midir?
- Bu yönetmelikte yer alan puana göre yapılan bir sıralamada çok yüksek puan alan bir akademisyen aynı ölçüde nitelikli sayılır mı?
- Veya çok düşük puan alan veya hiç başvuru yapmayan veya yapamayan bir akademisyenin diğerlerine göre az nitelikli veya niteliksiz olduğu söylenebilir mi?
- Böyle bir sıralama sonucuna göre sevinmek veya üzülmek ne kadar makul?
Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde nasıl bir proje yaparsanız yapın veya kaç tane proje yaparsanız yapın toplam alacağınız puan 20. Proje tamamlanmış ve kapatılmış ise. Teşvik başvuruları yıllık yapıldığı için 1 yıl içinde tamamlanmamış olan projenin de puan değeri yok. Uluslararası nitelikli projelerin 1 yıldan daha fazla sürdüğü, hatta bazı projelerin 3-5 yıl kadar sürdüğü dikkate alınırsa böyle bir projenin bu teşvik tablosunda puan değeri yoktur. Bu durumda nitelikli ve uzun süreli ulusal veya uluslararası projeler bu yönetmelikte değer taşımaz.
Yayın yapılırsa toplam puan 30. Üst kategoride bir dergide yapılan 5 makale yayını toplam 30 puandan fazla değer taşımaz. Ayrıca çok üst düzey bir dergide yapılan çok nitelikli tek bir yayın gerekli puan barajına takılır. Oysa özellikle bazı alanlarda nitelikli makale yayınları çok zor kabul alır ve yayımlanması yıllar sürebilir. Bu durumda da akademik teşvikte kullanılamaz. Niteliği öncelemeyen alt kategoride yayın yapan dergilerde yapılan yayınların teşvik edilmesi gereği doğal olarak ortaya çıkar.
Diyelim ki Nobel Kimya Ödülü alan Aziz Sancar ve Nobel Edebiyat Ödülü alan Orhan Pamuk bizim ülkemizde bir üniversitede akademisyen olarak çalışmaktalar. Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğine göre her birinin aldığı ödül puanı toplam 20. Teşvik alabilmek için en az 30 puan gerekli olduğu için Nobel ödüllü bu akademisyenler teşvik alamazlardı.
Bir başka zorluk da eğer çok nitelikli bir yayın yapıldı ise bu yayının yapıldığı kitap veya derginin uluslararası olduğu, endeks olarak hangisinde yer aldığı veya endeksin hangi kategorisinde yer aldığı (Q1, Q2 gibi) akademisyen tarafında belgelenmelidir. Ayrıca başvuru yapılan ilgili üniversitenin yetkili kurulu veya komisyonu tarafından onaylanmalıdır. Bütün bu ispat ve belgelendirme işlemi başvuru yapan akademisyen tarafından yapılmalı ve takip edilmelidir.
Benzer işlemler 30 puan tahsis edilen atıflar içinde geçerlidir. Atıf yapılan yayın, atıf yapan yayın, atıf yapan yanının endeksi, hangi kategoride olduğu ispatlanmalı ve belgelenmelidir. Her bir atıf ortalama 1 puan olarak görülse 30 puan almak için 30 atıfın her biri için aynı işlemler tekrar edilmelidir. Akademisyenin atıf sayısının 200-500 olmasının bir anlamı yoktur. Sayı olarak ne kadar fazla olursa olsun toplam puan 30 ile sınırlıdır.
Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde yer alan tebliğin toplam puan değeri 20. Bir konferansta sunulan tebliğin sunulmuş olması yeterli değildir. Ayrıca o konferansı düzeyenlerin sunulan tebliğleri yayınladığı bir Bildiri Kitabında (Proceedings Book) tebliğin tam metninin yayınlanmış olması gerekir. Tam metni yayınlanmayan veya teşvik başvuru tarihinden sonra yayınlanan bildiri değer taşımaz. Ayrıca bu konferans uluslararası ise ilgili üniversitenin yetkili kıldığı bir kurul veya komisyon tarafından uluslararası olup olmadığı belirlenmelidir. Özellikle üst düzey nitelikli uluslararası konferanslara katılan akademisyenler bilir ki bu tür konferanslara katılmak için gönderilen tebliğin kabul edilmesi bile çok önemlidir. Bu tür konferanslar zaten bildiri kitapçığı (Proceedings Book) yayınlamazlar. Önemli olan uluslararası akademik ortamda tebliğini sunmak ve akademik dünyaya katkıda bulunmaktır.
Tüm koşullar tamamlanmış olsa ve ilgili üniversitenin yetkili komisyonundan onay alsa elde edilecek toplam puan 100. 100 puan elde etmek için bu kadar formalitenin yerine getirilmesi için gerekli ve yeterli sabır düzeyine sahip akademisyeni takdir etmek gerekir.
Velhasıl?
Yükseköğretim Bilgi Sistemi (YÖKSİS), Araştırmacı Bilgi Sistemi (ARBİS), YÖK AKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama), Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı (ÜAK) gibi yükseköğretim portalları yanında her üniversitenin kendi akademik birimleri ve bu birimlerde yer alan akademik personeli ile ilgili bilgilerin yer aldığı üniversite portalları var. Bu portalların mümkünse hepsinin tek bir portal altında birleştirilmesi veya doğrudan E-devlet ile birleştirilmesi var olan dağınıklığı ortadan kaldırırken enerji, insan kaynağı ve zaman tasarrufu da sağlar. Ayrıca oluşturulacak olan nitelikli bir faaliyet izleme sistemi ile de Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde yer alan formaliteler veya varsa suistimaller önlenir.
Bu durumda da şu sorular ortaya çıkar:
- Bütün bunları kim yapacak?
- Akademik personeli teşvik etmek için paradan başka bir araç yok mu?
- Para ile akademik teşvik akademik etiğe ne kadar uygun düşer?
- Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinin asıl amacı teşvik etmek mi yoksa caydırmak mı?
- Akademik Teşvik için niteiğin İrabda Mahaalli yok mu hiç?
Mehmet ŞAHİN
Hit:7
Yorum yapmak istiyorsanız bu yazıyı tıklayınızTop10
YAZARLAR
Yorumlar