05.04.2023 18:04
Kureyş'e Verilen Ayar
BÜYÜKLENEN KUREYŞ TOPLULUĞUNA VERİLEN AYAR
Mekke döneminde inmiş olan Kureyş Sûresi, 4 âyet olup adını sûrede geçen Kureyş sözcüğünden almaktadır.
Kureyş, Hz. Peygamberin mensup olduğu kabilenin adıdır.
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
لِاٖيلَافِ قُرَيْشٍۙ
اٖيلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَٓاءِ وَالصَّيْفِۚ
فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ
اَلَّـذٖٓي اَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ وَاٰمَنَهُمْ مِنْ خَوْفٍ
Kureyş'i ısındırıp alıştırdığı için;
Onları kışın (Yemen'e) ve yazın (Şam'a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için,
Onlar, bu evin (Kâbe'nin) Rabbine kulluk etsin.
O Rab ki, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılandır. ﴾1-4﴿[1]
…
Kureyş, kendi adlarının geçtiği ve kendilerine haber gönderildiği, sûre gönderildiği bir topluluktur.
Bu sûrenin kendilerine iletilmesi kendisinden istenen elçi, onların içinden çıkmış olan, aralarında doğup büyüyen ve yetişen bilinen, iyi bilinen ve emîn, güvenilir olarak bilinen bir kimsedir.
Kureyş, kendilerinin hayat sağlama ve yaşayışlarını bolluk, bereket içinde geçirmelerini kolaylaştırarak onlara bu imkanları verdiğini belirten Yüce varlık tarafından gönderildiği buyrulan bir bildirge ile karşı karşıya kalmıştır.
Kışın ve yazın rahatlık ve güven içerisinde ihtiyaçlarını karşılamak için uzun günler ve geceler süren, çöllerde değişik tehlikeler arasında işleyişin süregeldiği seyahatler, yolculuklar yapan bir topluluk olarak yaşadıkları zorlukların ve karşılaştıkları güçlüklerin olduğu kadar bunlardan her yolculuk sonrası katlarca kazanç sağladığının bilincindedir.
İşte bütün bunların, hayat kazanımlarının Kureyş’in yaşadığı yerde bulunan Beyt’in, Ka’be’nin sahibi olan Rablerince sağlandığına vurgu yapılarak bu Beyt’in Rabbi’ne ibadet edilmesi, kulluk yapılması onlardan istenmektedir.
Öyle ki, bu Beyt’in, Ka’be’nin Rabbi, Kureyş’i açlıktan koruduğu kadar korkudan da emin kılmaktadır.
Kureyş, Fîl Sûresi’nde geçen ordunun, Ka’be’yi yıkmak üzere geldiğini, yalnız başlarına gelen ebâbil kuşları ordusunu attığı kızgın taşlar nedeniyle kelleleri yenilmiş ekin gibi darmadağınık olduklarını ve Ka’be’nin korunduğu gibi Kureyş’in kendilerinin ve canlı cansız mallarının hiçbir biçimde zarar görmediğini bizzat biliyorlardı.
Bilmesine biliyorlardı da unutuyorlardı da çoğunlukla.
Hz. Peygamber, onlara Allah'ın eliçisi olarak gönderildiğini söyleyince de çoğu, onu reddetti, kabul etmedi, alaya aldı, dalga geçti, düşmanlık etti.
Bu ayetlerle bir biçimde Kureyş'e ayar çekilmiş, ayar verilmiş oluyordu.
Çünkü Kureyş, çölün ortasındaki korunmuşluklarını, kazançlarını, kazanımlarını, güçlenmelerini, yayılmalarını, o kadar topluluğun arasında sivrilmelerini hep kendilerine ait tavatırlıklar, hep kendilerinde bulunan dev gücüyle olduğunu sanıyordu, böbürleniyor, kibirleniyor, gubarıyordu.
Öyleyse onlara bir ayar verilmesi gerekiyordu.
O ayar da verilecekti nihayet ki; Kureyş Sûresi, Kureyş'e verilen ince bir ayar, kısa metinli bir ültimatomdur, bir davet bildirgesidir.
Bildirgeyi onlara taşıyıp ulaştıran da içelerindeki kendilerine göre ulu, hatırlı, namlı adamlar arasından saymadıkları, babadan ve dededen yetim olan birisidir.
...
Kureyş’i koruyup kollayan, görüp gözeten, ısındıran, hayatı var kılan ve onlara kolaylaştıran Rabbimiz, bizi koruyup kollamıyor, görüp gözetmiyor mu, hayatı bizler için var kıldığı gibi kolaylaştırmıyor mu!
Bizleri hayata ısındırıp alıştırdığı için; sağlık veren, kışın ve yazın yolculuklarımızı ve yaşayımızı kolaylaştıran, varlığımızın Sahibi’ne, Kâbe'nin Rabbine, Gök Kubbe’nin, Yer Küre’nin Sahibi’ne kulluk edelim. O Rabbimiz ki, bizi besleyip açlıkları gideren ve korkudan emin kılandır.
Selam ile Allah’a emanet olunuz.
[1] Anlamı için bkz. https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-1/kureys-suresi-106/ayet-1/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1
Bayram DALKILIÇ
Hit:6
Yorum yapmak istiyorsanız bu yazıyı tıklayınızTop10
YAZARLAR
Yorumlar